Lamı cimi yok.
Geçtiğimiz günlerde, Kamu İhale Yasası, Sağlık Bakanlığı tarafından resmen devre dışı bırakıldı!
Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 genel salgın hastalık kapsamında yapacağı ihalelerin, üç aylık süreyle Kamu İhale Yasası kuralları dışında tutulması için yasa gücünde kararname hazırlandı.
Görünürde gerekli bir adım gibi düşünülse de, zamanlamasının da manidar olduğunu göz ardı edemeyiz.
Kaldı ki bu güne kadar, sağlıkla ilgili önemli bir alımın hangisinin önüne taş konuldu ki?
Sağlık Bakanlığı bu güne kadar hangi ihalede vakit kaybettiği için, ‘’halkımıza hızlı hizmet sunmaktan’’ geri kaldı ki?
Şimdi sanki Covud-19’un arkasına saklanılmış gibi bir durum çıktı ortaya.
Gelin biraz irdeleyelim:
Covid-19 ile mücadele gerekçesi ile, ihtiyaç duyulan ihaleleri daha hızlı yapmak amacı ile bu kadarın alındığı iddia ediliyor.
Peki, Covid-19 ile mücadelede ihtiyaç duyulan ihale kalemleri nelerdir?
Neden bu karar alınırken, sadece ihtiyaç duyulan ihale kalemlerinin listesi verilmiyor da ‘’ihtiyaç duyulan’’ gibi genel bir ifade kullanılıyor?
Bu ihale kalemlerinin Covid-19 ile mücadeleyle ilgili olup olmadığına Sağlık Bakanlığı’nda bulunan kim veya kimler karar veriyor?
Şeytan ayrıntılarda gizlidir.
Sağlık Bakanlığı’nın attığı bu adımla ilgili üç konunun ayrıntıları ise dikkat çekicidir.
Birinci konu:
Biliyoruz ki Koronavirüs’ü tespit eden PCR testleri günde ortalama beş yüz ile bin adet yapılmaya başlandı.
Bu kitleri devlete satan bir firmanın, test başına elde ettiği kar, en az 5(beş) dolar. Yani Sağlık Bakanlığı’na sadece ve sadece test kiti satan bir firma, oturduğu yerden günde ortalama 2.500 ile 5.000 dolar gibi bir karı cebine indirecek. Bunun aylık karını siz hesaplayın!
Şimdi soralım: Sağlık Bakanlığı, test kitlerini hangi firma(lar)dan alıyor? Gazimağusa’da konuşlu bir firmadan toplu test alımı gündemde mi? Bu firmanın geçmişte Sağlık Bakanlığı ile farklı bağlantıları var mıydı?
İkinci konu:
Şimdi dönelim Güzelyurt ve Girne Hastanelerinin inşaat serüvenlerine.
Özellikle Girne’deki hastaneye talip iki inşaat firmasının olduğunu biliyoruz. Biri Tüfekçiler diğeri Baştaşlar.
Sağlık Bakanlığı’nın Kamu İhale Yasası’nı by-pass etmesinde, Bakanlık ile firmalar arasındaki gel-gitleretkili mi?
Mevcut ihale düzenlemesi ile, bu firmalardan birisinin daha avantajlı konuma getirilmesi söz konusu olabilir mi?
Üçüncü konu:
Yeni yapılacak hastanelere tıbbi cihaz alımı konusu. Bu konuda iki söylenti var: Biri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘’ Siz hastaneleri bitirin, biz de tıbbi cihazları hibe edelim.’’demesi, diğeri cihazların da ihale ile alınması.
İlk olasılık bazı sebeplerden dolayı pek mümkün görünmüyor. Geriye ikici olasılık, yani yeni yapılacak hastanelerin tıbbi cihazlarının da ihale ile temin yoluna gidilmesi.
Şu an için, hastanelere ve özellikle de Sağlık Bakanlığı’nın odaklandığı Girne Hastanesi’ne hangi cihazların alınacağı konusu muamma! Hatta ve hatta, bu cihazların alımı ile ilgili dosyanın, kutsal bir kitap gibi gibi bazı ellerde sıkı sıkıya tutulduğu da bilinen bir gerçek.
Bakalım bu cihazlarla ilgili olarak da, hazır Kamu İhale Yasası bertaraf edilmişken, belki de kimlerin parmaklarının bal yalayacağını da hep birlikte göreceğiz!
Değerli okurlar;
Sağlık Bakanlığı bünyesinde, tarihinin en büyük seri ihaleler skandallarının ayak seslerini duyuyor gibiyiz.
Yol yakınken bu ihtirastan vazgeçilmeli.
Covid-19 ile mücadele bahane edilerek, yeni bir ganimet ve yeni bir nemalanma zihniyetinin türemesine müsaade edilmemeli.
Sağlık Bakanlığı, tüm bu iddiaları birer komplo teorisi olarak değerlendiriyorsa da, o zaman halkımızın karşısına çıkarak tatmin edici açıklamayı en kısa sürede yapmalı.
Yapmazsa vebali büyük olur!
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899