Kıbrıs sorunun çözümüne dair  tek model “federasyon”da diretmek Kıbrıslı Rumların “çözümsüzlük çözümdür” siyasetini inatla sürdürmelerinden dolayı bugün Kıbrıs Türk solunun ve sol görüşlü adayların en büyük çıkmazı olarak ortada dururken kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de Kıbrıs Türk sağı ve sağ görüşlü adayların en önemli açmazı ise Kıbrıs Türk toplumunun değişimini ve gelecek beklentisini anlamakta ortaya koydukları dar görüşlülükten başka bir şey değil.

Bir aday hariç ; Serdar Denktaş.

Cesur çıkışları ile zaman zaman Türkiye düşmanı olduğu iddiaları üzerinden algı oyunları oynansa bile Ankara hükümetleri ile politik görüş ayrılıklarını Türk Devletine karşı bir duruş ve düşmanlığa indirgemeden Kıbrıs Türk’ünün taleplerini anlatmak için siyasi kariyerini düşünmeden ortaya koymaktan hiç çekinmeyen ender siyasi kanaat önderlerinden biri, Serdar Denktaş.

Tıpkı babası Rauf Raif Denktaş gibi.

Serdar Denktaş’ın Ankara Hükümetleri ile Kıbrıslı Türklerin taleplerini ve geleceğe dair beklentilerini müzakere etmesini Türkiye düşmanı olarak kurgulamak ise en basit ifade ile Kıbrıs Türk toplumuna yabancılaşmaktan başka bir şey değil.

Serdar Denktaş’ın ülkedeki sol partiler ile sol düşüncenin siyasal sistem ile barışması ve demokrasi ile çoksesliliğin güçlenmesinin Kıbrıs Türkü’nün ve Devletinin geleceğinin sağlam temelleri üzerinde inşa edilmesi için demokrasinin bir gereği olduğunun da yılmaz savunucusu olmasının ne kadar doğru olduğunu bugün Kıbrıs Türk’ü daha iyi anlıyor.

Ve her sol düşüncenin vatan hainliği ve Rumcu olmadığının da toplumsal düşünceye yerleşmesinin mimarı olarak Kıbrıs Türk siyasetinde tüm kesimlerden saygı ve destek gördü, Serdar Denktaş.

Babası Rauf Denktaş ile abisi Raif Denktaş’ın siyasi düşünceleri arasında sıkışıp kaldığı eleştiri boyutunda hep söylense de Kıbrıs Türk milliyetçiliği temelindeki siyasi duruşunun Serdar Denktaş’ın politik düşüncelerinin üst yapıya yerleşmesi ile birlikte bir sentez olarak olgunlaştığı ve bu toprakların en çok ihtiyacı olan SILA  4 ruhundan ise hiç kopmadığı da ister kabul edilsin ister edilmesin bir diğer gerçek.

Türkiye ile zaman zaman ters de düştüğü ve kişiselleştirdiği politik sorunları siyaseten kullanma gafletine de düştüğü de iddia edildi ve elbette başka hataları da oldu.

Kıbrıs Türkü’nün Devletine sahip çıkması, sürdürülebilir  yeni bir ortaklığın anahtarının KKTC’ye sahip çıkmak olduğu, AB üyeliği, adil ve kalıcı çözüm, Kıbrıslı Türk kimliği ve Anavatan olgusu ile eşit iki Devlet düzeyinde TC-KKTC ilişkilerine yeni bir duruş ve dil getirme zorunluluğu,  “batılı olmak ile batıcı olmanın” birbirine karıştırılmadığı, anavatan Türkiye ile görüş ayrılıklarının düşmanlık temelinde tartışılıp politik söyleme eklenmediği yeni bir politik dil ve duruşun Kıbrıs Türk milliyetçiliği ruhu ile Kıbrıs Türk toplumu içerisinde siyasi yelpazenin en sağından en soluna kadar geniş destek bulduğu gerçekliğini de en iyi okuyan ve politik karakterine yerleştiren bir aday Serdar Denktaş.

Ve Güney Kıbrıs Rum liderliği de Kıbrıs Sorununda ve müzakere masasında ikinci Denktaş döneminin başlama olasılığından dolayı seçimleri yakından ve anlaşılabilir bir endişe ile takip etmekte.

Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kala ülke kamuoyu ile birlikte Türkiye ve Güney Kıbrıs kamuoyu da hem Serdar hem de Denktaş olma sentezi ile politik olgunluğunu ortaya koyan Serdar Denktaş’ın seçim sürecini toplumsal barış ve yeni bir gelecek temelinde yönetmesini izlemekte.