Kıbrıs Türk toplumu ve siyaset kurumu tarafından da doğru okunmaya çalışılan ve ne yapacağı merakla beklenen ise Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Erhan Arıklı.
Erhan Arıklı’nın adaylıktan çekileceğine dair fısıltı gazetesinde konuşulanlar ve üstelik bir aday lehine çekilmesi yönünde “pazarlık!” içerisinde olduğuna dair iddiaların gölgesinde YDP kadroları deyim yerindeyse tam bir vazgeçmişlik motivasyonu ile seçimlere gitmekte.
Genel Başkan Erhan Arıklı, parti milletvekili Bertan Zaroğlu ile parti ileri gelenleri ve bazı üyelerinin Covid-19’a yakalanması ve devam eden karantina süreçlerinden dolayı gerekli çalışmaların yapılamaması önemli bir etken olmakla birlikte sokağın nabzı “adaylıktan çekilmek” için isabetli bir neden olarak da yaşanan sürecin Erhan Arıklı ve YDP tarafından kullanılabileceğine inanmakta.
KIBRIS MANŞET olarak yaklaşık bir sene önce “YDP Herkesin Partisi Olabilirse” * başlığı ile kaleme alınan başyazı’dan noktası virgülüne dokunmadan satır başlarından birçoğu artarak hala daha YDP’nin ruhunda ve karakterinde geçerliliğini korumakta.
Şöyle ki:
“…Politikalarını, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı ve etnik köken üzerinden yaparsa toplumsal barış ve kamu vicdanında kapanmayacak bir yaraya neden olur mu kaygısı ile Yeniden Doğuş Partisine mesafeli duran Kıbrıs Türk kamuoyu bugünlerde temkinli duruşunda uzaklaşmış durumda…”
“…Öncelikle politika ve söylemleri ile ülke toprakları üzerinde yaşayan herkesin partisi olduğunu ispatlaması gerek…”
“…Yeniden Doğuş Partisi, “sadece Türkiye kökenlilerin ve Türkiyelilerin partisidir” algısını ve imajını hiç vakit kaybetmeden toplumsal zihinden silecek adımları hızla atmalı, politikalarının etnik köken temelinde oluşturan ve bu eksende yoluna devam etmeyeceğini anlatmalı...”
“…toplumsal barış ve “bizi birbirimize düşürecek, etnik köken üzerinden toplumda bölünmeler yaratacak” politikalarında kimlerin ekmeğine yağ ve bal süreceğini de , Erhan Arıklı ve arkadaşlarının iyi değerlendirmesi gerekmektedir…”
“…Ve eğer ayrımcılık üzerinden siyaset yapmayı tercih etmez ve kitle partisi olma yolunda güçlü adımlar atarsa da genel seçimler sonrasında da milletvekili sayısını artırarak olası koalisyon hükümetlerinin kurulmasında kilit parti olmayı sürdüreceği aşikar…”
“…Ve YDP yükselirken, Kıbrıs Türk toplumundan da uzaklaşmaması gerektiğini asla unutmamalı…”
4’lü Hükümet döneminde ortaya koyduğu yapıcı eleştiriler ve ülke sorunlarına dair çözüm odaklı önerileri ile şekillenen siyasi duruşundan uzaklaşarak bugün kurulduğu ilk günlerdeki kullandığı ayrımcı politik dil ve mağdur siyasetine yeniden dönmesi YDP ve Erhan Arıklı’yı Kıbrıs Türk toplumundan uzaklaştırmakta.
Covid-19 salgını ile birlikte yaşadıkları tedavi sürecini bile Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımına kadar götürerek siyaseten nemalanmaya çalışmaları YDP’ye duyulan toplumsal saygının erozyona uğramasının en önemli nedenlerinden biri olurken geçen bir yıllık sürede de YDP ve Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın “herkesin partisi olma” yolunda bir arpa boyu yol kat etmediğini ve mağdur siyaseti ile ayrımcı politik dili kullanmayı bilinçli olarak tercih ettiğini söylemek iddialı bir yorum olmayacaktır.
Diğer bir gerçek daha var ki, baskılara! veya özel nedenlerden dolayı Erhan Arıklı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çekilmesi tüm adaylara az ya da çok bilinmez ama artı bir oy oranı kazandırır.
Ancak tek kaybeden ise ülke demokrasisi ve Erhan Arıklı olur.
* “YDP Herkesin Partisi Olabilirse” başlıklı KIBRIS MANŞET başyazısı 3 Ekim 2019 tarihinde yayınlandı.