Medyada bu aralar yeni bir parti kurulacağı yönünde haberler çıkıyor.
Gerçektende bir müddetten beri bazı kişi ve kesimlerin, bu yönde sürekli toplantılar yaptıkları bizim de kulağımıza geliyor.
Yeni Doğuş Hareketi’nin muhtemel bir referandumdan önce siyasallaşma konusunu gündeminden çıkarması üzerine bu kesimler de YDH’nın dışında çalışmalara başladılar.
Bu arkadaşlardan birkaç tanesi ile geçenlerde bir araya geldim. Onları dinledim. Niçin bu aşamada ayrı bir siyasi yapılanma içine girdiklerini sordum.
Özetle söyledikleri şu;
“Biz Kıbrıs’ta etnik kökene dayalı bir partinin veya siyasal hareketin oldukça sıkıntılara ve yanlış anlaşılacağını biliyoruz. Bu konuda oldukça hassasız. Bir parti kurarsak bunun etnik kökene dayalı bir parti olmaması konusunda azami gayret sarf edeceğiz. Zaten b u yüzden yıllardan beri bizlere uygulanan ayrımcı politikalara sabırla tahammül ettik. Ama bizim bu hassasiyetimiz birileri tarafından sürekli kullanılıyor. Bunlar nasılsa ayrı parti kuramaz düşüncesi ile sürekli ötekileştiriliyoruz…”
“Demokrasinin vaz geçilmez şartı TEMSİLDE ADALET, YÖNETİMDE İSTİKRARDIR. Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin KKTC’de şu anda temsilde adalet var mıdır? Bir taraftan Kıbrıs kökenli kişilerin asimile edildiği, kök Kıbrıslıların azınlığa düştüğü propaganda ediliyor, Türkiye bu yüzden dünyaya şikâyet ediliyor, öte yandan Meclise bakıyorsunuz azınlığa düştüğü iddia edilen kesimin 50 kişilik Mecliste 48 Milletvekili, çoğunluk olduğu iddia edilen kesimin ise sadece 2 Milletvekili var. Bu durum bizi daha da çıldırtıyor…”
“Öte yandan Mecliste hazırlanan yeni Seçim ve Halk Oylaması Yasasına bakıyor ve dehşetle görüyoruz ki Türkiye kökenli vatandaşların o 2 vekilliği de elinden gidecek. Bu yasayı hazırlayanlar ya kendilerini çok akıllı, ya da bizi çok ahmak zannediyorlar. Bu yasa ile Meclise tek bir Türkiye kökenli Milletvekili bile giremeyecek. Yasanın Cumhurbaşkanından dönmesi bizler için bir şans. Komitede ki UBP ve DP li vekillere durumu anlattık. Bize hak verdiler. Umarız yasa bizim de hassasiyetimiz dikkate alınarak yeniden ele alınır…”
“Bizim istediğimiz bölgeciliğin devamına sebebiyet verecek ve bölgelerin kaderini çoğunluğun belirleyeceği bir sistemden kaçınılması ve gerçekten tek bölgeli çarşaf listenin olacağı bir yasanın uygulamaya konulmasıdır. Bölgeler için gerekirse birkaç tane kontenjan ayrılabilir. Mesela 10-15 Vekil bölgelere ve hatta yurt dışında ki vatandaşlara ayrılıp, geri kalanların çarşaf listeden seçilmesi sağlanabilir… Böyle bir düzenleme olursa o zaman bizlerin ayrı parti kurmasına gerek kalmaz…”
Görünen o ki yeni seçim yasası toplumun bir kesimini ciddi bir endişeye sevk etmiş durumda. Onlar anlatıncaya kadar ben, Cumhurbaşkanından dönen seçim yasasının bu kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini düşünmemiştim.
Ey siyasi partiler, sevgili Milletvekilleri,
Gelin bu insanları dinleyin. Onların da endişelerini giderecek bir yasa yapın. Aksi taktirde hepimizi derinden üzecek gelişmeler ve siyasi hareketler meydana gelecek.
Bu insanları dinlemeden mevcut yasayı Meclisten geçirirseniz çıkacak sonuçtan şikâyet etmeye hakkınız olmayacak.