DP-UG’nin içini karıştırmak için olağanüstü bir gayret gösteren Yenidüzen Gazetesi, Gazetenin sahibi pozisyonundaki CTP-BG’nin içindeki kaosu ise görmemezlikten geliyor.

Tamam. Biz, DP-UG’de bir hazım sorunu olduğunu inkar etmedik.

Seçimden bir kaç gün once Ulusal Güçler adı altında DP’ye katılan arkadaşlarımızın Partiye amalgamesinin henüz tamamlanamadığını, kurultaya kadar da bu tür sıkıntıların yaşanmasının normal olduğunu defalarca söyledik.

Neticede bu insanlar, daha bir kaç ay once UBP’de iken, siyasi rakipleri pozisyonundaki DP ile kıran kırana bir mücadele yapıyorlardı. Onlardan bir anda bukalemun gibi kabuk değiştirip yeni evlerine adapte olmaları beklenemezdi.

DP’nin kendisi ile bir kaç ay önce birleşen UG ile entegrasyon sorunları yaşaması normaldir de, yılların CTP’sinin hem Birleşik Güçlerle, hem de kendi içerisindeki eski CTP lilerle iktidar kavgası yaşaması anormaldir.

CTP’de seçim öncesi yaşananları üç aşağı beş yukarı herkes hatırlıyordur sanırım.

Hele hele seçim döneminde Magosa’da yaşananlar, sağ partilerde bile rastlanmayacak kadar çirkin bir kavga idi. Ki, bu kavga şu anda kan davasına dönüşmüş durumda.

CTP içindeki kavga, kamuoyuna pek yansımasada Partilileri huzursuz edecek boyuta ulaştığı biliniyor…

Koalisyon döneminde kendi menfaatleri uğruna CTP’yi vesayet altına almaya çalışan Talat’ın bazı CTP’lilerce nasıl afaroz edildiği hafızalarımıza kazındı.

En son CTP Parti Meclisi toplantısında Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu, Genel Başkan Özkan Yorgancıoğlu’nu “Adamcılık” yapmakla itham etti ve bu tavrın CTP gelenekleri ile bağdaşmadığını söyledi.

Aynı toplantıda konuşan Milletvekili Doğuş Derya ise, kendisini Partide ikinci sınıf hissettiğini ifade etti.

Bana göre CTP yi en çok yaralayan Yenidüzen Gazetesi yazarlarından Sinan Dirlik oldu.

Dirlik, Hala Sultan Camii açılış törenine katılan CTP yetkililerini sert bir dille eleştirerek “Allah Taksiratınızı affetsin” dedi. Bu söz, bilindiği gibi ölülerin arkasından söylenen bir sözdü.

O da yetmedi. Cumartesi günü kendi sitesinden yazdığı yazıda “CTP, yeniden CTP lilerin eline geçinceye kadar yazmayacağım..” diyerek CTP tabanına ve Yenidüzen okuyucularına mesaj gönderdi...

En iyisi fazla uzatmadan sözü Sinan Dirlik’e bırakayım.

Diyorki Dirlik; “… Bununla birlikte, 10 yıldır yakından izleyip tanıdığım Kıbrıs’ta yeni CTP-DP koalisyonunun, kurulduğu günden itibaren başta CTP’liler olmak üzere Kıbrıslı Türklerin içine sinmeyecek bir çok icraata imza atmak “zorunda kalacağını” hissediyorum. Hal böyle olunca, CTP’ye dönük eleştiri dozumu önümüzdeki aylarda istemeden de olsa daha da artırmak “zorunda kalacağımı” da öngörüyorum

Elini vicdanına koyan herkes teslim edecektir ki, eğer hükümetteUBP olsaydı ve İrsen Bey o ilahiyat kolejinin resmi açılışında başbakan sıfatıyla hazır bulunsaydı neler olurdu? Kuşkusuz CTP başta olmak üzere muhalefet partileri UBP Genel Başkanına demediklerini bırakmazlardı.

İşte bu nedenledir ki ideolojisine, mücadelesine samimiyetle bağlı her CTP’li, Özkan Bey’in şahsında CTP liderliğinin yakasına yapışmak ve gözlerinin içine bakarak şu soruyu sormalıdır: “Eğer İlahiyat Koleji açılışında hazır bulunup, o yüz kızartıcı konuşmayı yapan Başbakan İrsen Bey olsaydı, CTP nasıl bir propaganda yapardı?”

“Gitme” diyen herkese aynı şeyi söyledim: CTP yeniden CTP’lilerin olacağı güne kadar Yeni Düzen'e veda ettim…”

CTP de hal böyle iken Yenidüzen’deki arkadaşlarımız DP-UG ile uğraşmaya, buradaki arkadaşlarımızın demeçlerini cımbızla ayıklayarak bazılarını manşete taşımayı bir habercilik sayıyorlar.

Yenidüzen’in habercilik anlayışı elbette kendilerini ilgilendirir.

Bence camdan evde oturan Yenidüzen, DP-UG’nin penceresini taşlamaktan vazgeçmeli.