Beklendiği gibi Sayın Erdoğan birinci turda seçildi.
Bu seçimlerde yaklaşık 15 milyon Türkiyeli seçmenin sandığa gitmediği ve bunların da çoğunluğunun Erdoğan muhaliflerinin olduğu düşünülürse, bundan muhalif kesimin Erdoğan’dan yukarı iterek Ondan kurtulmayı düşündüğü anlamı çıkar.
Erdoğan’ı 9 seçimde de yenemeyenlerin, acziyetinin ve başarısızılıklarının bir ifadesidir bu.
9 seçimde de ezici bir galibiyet alan bir rakibi dolaylı yollardan pasifize etmeye çalışmak anlaşılabilir bir durumdur elbette. Anlaşılmayan konu; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduktan sonra ülkeyi fiili Başkanlık sürecine sokmak istediğinde bu muhalefetin ne yapacağıdır.
Muhaliflerin beklediği ve bizimde geçen hafta yazdığımız yazıda da belirttiğimiz gibi, AK Partide yaşanması muhtemel bir liderlik kavgası ve bölünmedir.
AK Partililer, bu senaryoya şiddetle karşı çıkıyor ve sert tepki gösteriyorlar.
Bana göre; onların bu tepkisi beklenen akıbeti değiştirmeyecek ve AK Partide ciddi kırılmalar yaşanacaktır.
Ve yine bana göre; Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkışı, AK Partide çöküşün başlangıcı olacaktır.
Şair boşuna “Hiç ibret alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi?” dememiş. Özal’ı Cumhurbaşkanı yaparken ANAP’lılar, Demirel’i Cumhurbaşkanı yaparken DYP’liler, Eroğlu’nu Cumhurbaşkanı yaparken UBP’liler, tıpkı bugünkü AK Partililerin tepkisini gösteriyor ve muhataplarına “Biz dava Partisiyiz. Biz de kavga, bölünme olmaz…” diyorlardı.
Neyse bekleyip göreceğiz.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçim heyecanı, birkaç ay sonra KKTC’de de yaşanacak.
Sol’da Cumhurbaşkan aday adayları olarak Sibel Siber, Talat ve Akıncı nabız yoklarken, Sağ’da şimdilik Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Kudret Özersay’ın adları geçiyor.
Bana göre; Ggeçen seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de anahtar DPUG’nin elinde olacak.
Geçtiğimiz gün DPUG Genel Sekreteri Taçoy, her ne kadar Eroğlunun Cumhurbaşkanlığı görevine devam etmesi gerektiğini söyleyip kendi düşüncesini belli etmiş olsa da DPUG tabanının Eroğlu konusunda çok da net olmadığını, hatta çoğunluğun tepkili olduğunu gayet iyi biliyorum.
Bazıları Eroğlu’nun son Genel ve yerel seçimlerde DPUG’ye destek verdiğini söyleseler de, ben bu konuyu tebessümle geçiştiriyor ve şöyle diyorum; “Acaba UBP’den koparılan muhalif grup yeni parti kurup seçime girecek vakit bulabilselerdi Sayın Eroğlu’nun desteği kime olurdu?”.
Son yerel seçimlerde, İskele örneğinde de görüldü ki, Sayın Eroğlu’nun desteklediği siyasi parti yok. Kendi geleceği ve o gelecekte kendisine yardımcı olacak siyasi aktörler var. Sayın Eroğlu’da siyaseti ona göre kurgulamaya ve yönlendirmeye çalışıyor.
DPUG tabanı, 2010 seçimlerinin muhasebesini henüz yapmadı.
Bana göre; DPUG seçimlerin ilk turunda kendi adayını çıkaracaktır. DPUG yönetimi aksine karar verse ve kendi adayını çıkarmazsa dahi, DPUG’liliği tescilli biri Partisine rağmen bağımsız aday çıkarsa şaşırmam.
