Devlet, toplumların sosyolojik olarak ulaşmak istedikleri en son noktadır.

Her millet ve etnik topluluk, bir devlet sahibi olmak için mücadele verir, kan döker, ömür törpüler. Bazırları başarır. Bazıları bu yolda yok olur...

21.yy’da Devlet sahibi olabilmek için yüzlerce Millet ve etnik topluluk amansız bir mücadele içerisindedir.

Türk Milleti tarih boyunca devletsiz yaşamamıştır.

Aynı zaman dilimi içerisinde kıtalara hükmeden imparatorluklar ve onlarca devlet kurabilmişizdir.

Devlet kurmak, Türkün en kolay yapabildiği şeydir.

Ama aynı beceriyi kurduğumuz devletleri yaşatma konusunda gösterememişiz.

Tarih boyu 16’sı imparatorluk olmak üzere 130 cıvarında Devlet kurmuşuz.

Gariptir, bu 130 Devletin en az 100 tanesini iç karışıklıklar ve kardeş kavgası yüzünden kendimiz yıkmışız.

Devletler ve Milletler bazan çok talihsiz dönemler yaşarlar.

Devletin başına ihanet ve gaflet içerisindeki yöneticilerin gelmeleri en büyük talihsizliktir.

Türk Devletlerinin başına belki hain yöneticiler gelmemiştir ama tarih sayfaları gaflet içerisindeki yöneticilerin adları ile doludur.

İhanet ve gaflet ikiz kardeştir.

Neticeleri aynıdır çünkü...

Gaflet içerisindeki yöneticilerin devlete aşık olmaları, milliyetçi duygularla yanıp tutuşmaları bir mana ifade etmez.

6 asırlık Osmanlı Devletini 10 senede yıkıp perişan eden İttihat ve Terakki yöneticileri Milletlerine sevdalı, kalpleri heyecanla yanıp tutuşan birer abide idiler.

Ama Devleti ve Devlet yönetimini bilmedikleri için koca bir imparatorluğun yıkılışına seyirci kaldılar.

KKTC, 20.yy’da Milletimizin kurduğu ikinci Türk Devletidir.

Bu devletin temelinde kan, gözyaşı, emek, ve alınteri vardır.

20 Temmuz Barış Harekatı, basit bir savaş oyunu değildir.

1699’dan beri toprak kaybeden Milletimizin Lozan’da kendisine çizilen sınırların dışına taştığı mübarek bir gündür...

Bu Devletin başına yıllar boyu devlet yönetimini bilmeyen ehliyetsiz, liyakatsız ve beceriksiz politikcılar gelmiştir. Bunlar yaptıkları icraatlarla halkımızınhalkımızdaki devlet şuurunu dumura uğratmışlar ve devletlerinden soğutmuşlardır...

39 yıl sonra halkımızın içinde bulunduğu durum acıdır.

28 Temmuz bu açıdan önemlidir.

Devletin başına Devlete aşık, ama aynı zamanda bu devleti nasıl yaşatacağını bilen kadrolar gelecek...







ERHAN ARIKLI