UBP Basın Bürosu dün bir bildiri yayınladı.
Serdar Denktaş için kabulü mümkün olmayan iddia ve suçlamalarda bulunuldu bu bildiride....
Bu suçlamalardan ilki DP ve Serdar Denktaş’ın Sendikal Platformun düzenlediği mitinglere katılması idi.
Onlara göre, “Türkiye aleyhtarı” pankartların açıldığı bu mitinglere katılmak suçtu.
Sendikal Platformun düzenlediği iki Miting, toplumun UBP zihniyetine ve yönetim şekline gösterilen bir tepki idi. Bu Mitinglere katılan onbinlerce kişinin Anavatan Türkiye ile bir problemleri yoktu. Ne var ki Sendikal Platformun içindeki bazı radikal solcular ve mitinge katılan bazı aşırı uç örgütler, bu Mitinglerde istenmeyen ülsupta konuşmalar yaptılar ve pankartlar açtılar.
DP’nin bu konuşmalara ve pankartlara tepkisi büyük oldu. Ne yazık ki, Sendikal Platform yetkilileri gerekli basireti gösteremediler.
DP bunun üzerine Sendikal Platformun eylemlerini protesto etti ve bir daha da hiç bir eylemine katılmadı. DP’nin haklı nedenlerle Platformun eylemlerini protesto etmesi, diğer Milliyetçi ve Muhafazakar örgütleri de harekete geçirdi. Onlar da Sendikal Platformun bu basiretsizliğini protesto etiler.
Ben de o dönemde yazdığım yazı da, Sendikal Platformun, bu Mitingelerde açılan pankartalara engel olmamasının ve konuşmacıların UBP yönetimine değil Türkiye Cumhuriyetini muhatap alacak şekilde konuşma yapmalarının UBP’nin ekmeğine yağ sürdüğünü ve bunun resmen sarı sendikacılık olduğunu söylemiştim.
Nitekim Sendikal Platform bir daha böyle bir eylem düzenleyemedi ve bitti.
Kazanan UBP oldu. İktidarını 2 yıl daha sürdürdü.
Oysa hedef şaşırılmasaydı,UBP Hükumeti 2 yıl önce yıkılmış olacaktı.
Geçelim,
Serdar Denktaş için ortaya sürülen ikinci iddia; O’nun Türkiye Büyükelçisi Sayın Akça’nın atanmasına karşı çıktığı ve bunun için eylem yaptığı iddiası idi.
Serdar Denktaş, yıllarca Dışişleri Bakanlığı yapmış, diplomasiyi bilen birisidir. Onun bir KKTC yetkilisinin Anavatan Türkiye’nin veya bir başka ülkenin atayacağı Elçi üzerinde söz söyleme hakkının bulunmadığını bilir elbette...
Kaldı ki Serdar Denktaş’ın Sayın Akça ile bir alacak verecek meselesi de yoktu.
Bütün mesele, Türkiyemi yenetenlerin son zamanlarda KKTC’nin bir Devlet olduğunu kabullenmemesi, buradaki yeneticileri kendilerinin birer emir eri olarak görmeleridir.
Serdar Denktaş, bu duruma isyan etmektedir.
Çünkü O, KKTC aşığıdır.
Bu ülkede KKTC’yi savunacak son kişi kalsa inanıyorum o da Serdar Denktaş’tır.
Serdar Denktaş, Anavatan’a saygılı ama iki ülke arasındaki ilişkinin Devletten Devlete olması gerektiğini savunmaktadır.
Hiç kimse Rauf Denktaş’ın kanını taşıyan birisini, Anavatan sevgisi veya Milliyetçilik konusunda sorgulayamaz.
O, içindeki Vatan sevgisinin KDV’sini vers, ona bu iddiaları yöneten dabgalaklar bile vatansever olurdu.
ERHAN ARIKLI