DİNÇYÜREK, DOĞUŞ DERYA VE MALUM YASA
Prof. Dr. Erhan ARIKLI
Dr. Hakan Dinçyürek, lafını esirgemeyen ve parmağının arkasına saklanmadan sözünü söyleyen birisi olarak bilinir, Magosa’da ve DPUG çevrelerinde.
Bu özelliği ile sevilmiş ve en çok bu özelliği yüzünden Milletvekili olarak Meclise gönderilmiştir.
Mecliste kısa sürede sergilediği üstün performans, sadece Magosa bölgesinde değil ülke genelinde de çok büyük bir beğeni ile karşılanmakta ve taktir toplamaktadır...
DPUG’nin Meclisteki yüzakı Milletvekillerinden biridir O...
Pazartesi günü malum yasa görüşülürken kürsüye çıkan Dinçyürek, bu yasaya toplumun taktığı isimi tırnak içerisinde hem de özür dileyerek söyleyince kızılca kıyametler koptu.
Hele hele salı ve çarşamba sabahı iki gün üstüste Sim Tv’de Sami Özuslu’yu dinleyenler, Dinçyüreğin ne kadar “terbiyesiz” olduğunu defalarca dinlemek zorunda kaldılar. Yetmedi Dinçyüreğin cümlesini manşetten kullandı diye, Kıbrıs Postası gazetesini bir daha Sim TV’de okumayacağını söyledi Özuslu...
Gazete editörleri her sabah Özuslu’dan zılgıt yemek istemiyorlarsa, hazırladıkları gazeteyi matbaaya göndermeden ona göstermelerinde ve ondan onay almalarında büyük fayda var.Kendisi de bir gazeteci olan Özuslu’nun meslektaşlarını sıgaya çekme hakkını nerden buluyor dersiniz...
Bu yasaya toplumun taktığı ismi söylemek terbiyesizlikse, evet toplumun büyük bir kesimi gibi Doktor Hakan’a da “terbiyesiz” diyerek kendinizi rahatlatabilirsiniz.
Ama gerçek değişmiyor. Kızsanız da kızmasanız da maalesef toplumun bu yasaya taktığı isim bu; “İb..lik yasası”
Önceki gün yurt dışından dönünce, DPUG’nin İskele kongresine gittim ayağımın tozu ile.
Kongre öncesi bölgelerden gelen arkadaşların Hükumet hakkındaki şikayetleri dinlerken, kalabalıkta bir arkadaş “Ülkede bunca sıkıntı varken, en önemli sıkıntımız ib...likmiş gibi Hükumet acil olarak bu yasayı geçiriyor...” dedi.
Ben, konuya vakıf olmadığım için hiçbir şey anlamamıştım. “Ne yasası. Anlamadım” dedim. “İb...liği serbest bırakan yasa” diye kendince açıklama yaptı aynı arkadaş.
Bir başkası hınzırca sırıtarak; “Gardaş, hele bu yasayı hazırlayanlara bir sorsana. Bu yasa ile pez...venklik yasaklanıyor. Peki, bir kadın pez...venk olmadan kendisi para karşılığında bu işi yaparsa onunla ilgili bir müeyyide var mı yasada?”
Sıkılmış ve birazda kızmıştım. “Yahu... Size ne bunlardan. İb..lik, pez..venklik ve oro..luktan başka derdiniz yok mu sizin?” dedim. Cevabı anında yapıştırdı muhatabım; “Onu bize değil Hükumete sor...” dedi.
Zor uzaklaştım oradan. Aynı kalabalık bir müddet sonra Dr. Hakan Dinçyüreğin yanında toplanmıştı.
Eminimki aynı şeyleri ona da söylüyor ve bir Milletvekili olarak sorguya çekiyorlardı.
Daha sonra konuyu araştırdım ve çevremde biraz nabız yokladım. Gördüm ki; Kimsenin yasaya karşı çıktığı falan yok. Karşı çıkılan, Hükumet programında vaadedilen onca reform nitelikli yasa varken, önceliğin bu yasaya tanınması idi.
Nitekim bu satırları yazdığım sırada sevgili Ali Bizden’in Twiti düştü önüme; “Vekiller, Cinsel tercihlere harcadığınız zamanın %1’ini de trafik kazalarına harcayın..”
Aynı serzeniş Kırbıs Time’da Levent Özadam’dan da geliyor ve yazdığı makalesinde; “Öncelik bu yasamı olmalıydı?” diye soruyordu.
Gerçektende mesela Abbas Sınay’ın günlerce çalışıp hazırladığı “Askerlik Yasa tasarısı”, gibi toplumu direk ilgilendiren bir yasa duruken, onun yerine bu yasanın mecliste öncelik alması ilginç bulunmuştu halk arasında.Bu sebeple yasa ile ilgili çeşitli espiriler üretiliyor, yasaya değişik isimler takılıyordu...
İşte tam da burada, CTP Milletvekili Doğuş Derya Hanıma ayrı bir satır açmak gerekiyor. Bu yasanın hazırlanması ve yasalaşması için Meclise girdiği günden beri büyük bir efor sarfeden oydu.
Tuttuğunu koparan bir Milletvekili olarak, diğer milletvekillerine örnek olması gereken bir şahsiyet Doğuş hanım. Daha Milletvekili adayı iken Mecliste ilk yapılması gereken şeyin bu tür bir yasa çıkarmak olduğunu söylemişti seçmenine. Seçmenine ne söz verdi ise tuttu. Eh, bu durumda bize de şapka çıkarmak düşüyor bu kararlı tavıra...
Siyasi Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Askerlik Yasası gibi daha bir çok yasa tasarısı gündeme bile getirilememişken, bu yasaya öncelik kazandırmak her babayiğidin başarabileceği bir iş değil.
Ben, Doğuş Derya hanımın fikirlerinin bir çoğuna katılmıyorum.
Mecliste olsaydım, Ona bu yasayı savunurken söylediği ; “Antik Yunan, Osmanlı ve Avrupa’da 18. Yy’a kadar eşcinsellik yasak değildi...” gibi bir cümleyi hangi tarihi bilgiye dayanarak kullandığını sorardım mesela.
Eşcinsellik ve ezcümle bütün cinsel sapıklıklar Antik Yunan’ın karakteristik özelliğidir. Bu doğru.
Hatta bu cümle, Antik Yunan’ın müdavimi olmakla gururlanan bir çok Avrupa ülkesi ve kültürü için de kullanılabilir.Buna da bir itirazım yok.
Ama “Osmanlıda eşcinsellik yasak değildi” dendiğinde, “Hele orada dur Doğuş hanım” demek farz olurdu bana.
Evet, tarih boyunca bir çok toplumda olduğu gibi Osmanlı toplumunda da eşcinsel ilişkiler vardı. Ama bu tür ilişkilerin toplumda var olması başka, yasak olması başka şeydir. Osmanlı toplumu şeriatla yönetilen bir devletti. İslam şeriatı da bu tür bir ilişkiyi şiddetle yasaklıyor ve cezalandırıyordu.Kimliği ne olursa olsun eşcinsel ilişkilere sahip bir çok kişinin olması bu ilişkiye meşruiyyet kazandırmaz.
Neyse, dediğim gibi Doğuş hanımın fikirlerinin bir çoğuna katılmıyorum.
Ama, Onun kendi doğruları için verdiği bu mücadeleyi de saygı ile karşılıyor ve hatta takdir ediyorum.
Doğuş hanım, bizim kendisine gösterdiğimiz saygı ve hoşgörüyü, O da başta Dr. Hakan ve Zorlu Töre olmak üzere kendisinden farklı seslere sahip diğer Milletvekillerine gösterebilirse, eminimki kamuoyundan çok daha fazla takdir toplayacaktır...
ERHAN ARIKLI
Yorumlar