Demokrat Partide liderlik kavgası ve parti içi mücadele ciddi anlamda bir kez, o da 90’lı yılların sonunda yaşanmıştı.

Salih Coşar’la, Serdar Denktaş arasında yaşanan o mücadele, çok sert geçmiş ve partide büyük yaralar açmıştı. Buna rağmen beklentilerin aksine, DP’de bölünme yaşanmamış ve liderlik mücadelesini kaybeden ekip, bir kaç istisna ile partide kalmaya devam etmişti.

DP ileri gelenleri, parti içeriisnde bir daha o günlere benzer bir mücadele yaşanmaması ve bundan sonraki yarışların daha demokratik ve özgür ortamda geçmesi için tüzüğünde bir dizi tedbirler almak zorunda kalmıştı.

Benzer bir mücadeleyi yaşayan UBP ise, güçlü tabanı ve örgütsel yapısına rağmen bölünmekten kurtulamamıştı.

Bu UBP için beklenen sondu. Çünkü çok adaylı kurultaylardan sonra bölünme hastalığı, UBP’nin genlerinde var olan bir hastalıktı.

Siyasi Partiler isimlerle kaim değildir elbette. İnsanlar, seçildikleri makamlarda hizmet edebildikleri sürece vardırlar. Parti tüzükleri bunun için vardır. Kurultaylar bunun için yapılır.

Lafı uzatmanın anlamı yok.

28 Temmuz seçimlerinden sonra DP-UG Genel Sekreteri Bengü Şonya’nın ve bazı arkadaşların bir takım rahatsızlıkları olduğu bir vakıadır.

Onun bir internet sitesinde yazdığı makalelerin, Parti içerisinde bazı kişilerde bir takım rahatsızlıklar yarattığı da doğrudur.

Sayın Şonya, o makaleleri savunurken “Demokratik hakkımı kullanıyorum” demiş ve yazılarına devam etmiştir. Bu durum, DP-UG deki derin hoşgörü ve demokratik ortamın büyüklüğünü gösteren güzel bir örnektir.

Öte yandan Sayın Bengü Şonya ‘nın rahatsızlıklarından yola çıkan bazı yayın organları ve tetikçi yazarlar, ısrarla onun istifa ettirileceği düşüncesini yaymaya çalışmaktadırlar. Yine aynı kişiler, DP-UG Genel Sekreterliği için şimdiden çeşitli isimleri yakıştırmaktadırlar.

DP-UG de Genel Sekreterlik, Genel Başkanlıktan sonraki ikinci önemli makamdır. Özellikle Parti içi yönetimde Genel Sekreterin görev ve yetkileri oldukça fazladır.

DP-UG de bu görevi yürütmeye layık bir çok arkadaşımız vardır elbette.

Hatta önümüzdeki dönem, bir çok arkadaşımızın bu görev için şimdiden çalışmalara başladığını da biliyor ve bundan büyük mutluluk duyuyoruz.

Çünkü Parti içerisindeki demokratik yarışlar, yarışı kim kazanırsa kazansın DP-UG yi sadece büyütür.

Şu anda ise DP-UG’de Genel Sekreterlik dahil hiç bir makam münhal değildir.

Bu makamın boşalmasının iki yolu vardır.

O makamı elinde tutan kişi isterse kendi arzusu ile istifa edebilir. Ya da onu seçen Organ yani Parti Meclisi onu görevden alır.

Yerine gelecek kişi de atama ile değil, yine Parti Meclisi tarafından seçimle o makama gelir.

Bir de disiplin mekanizması vardır. Ki onun detayları ve şartları başkadır.

Demem o ki; Şu anda DP-UG de Genel Sekreterli makamı dahil herhangi bir münhal makam yoktur.

DP-UG de zorlu bir süreç bizi bekliyor.

Bu sürecin ilk ayağı da bir kaç ay sonra yapılacak Kurultaydır.

Bu kısa süreçte, DP-UG de bütün örgütler yenilenecektir. Önce İlçe kongreleri sonra da Kurultay yapılacaktır.

DP-UG de çeşitli makamlara aday olmayı düşünen arkadaşlarımız, örgütleme çalışmalarına şimdiden katılmalı ve Partinin büyümesi için gayret göstermelidir.

Değilse, içe dönük enerji sarfiyatı israftır.

İsraf ise, dinmizde bile haramdır.




ERHAN ARIKLI