DP-UG de atamaların gecikmesi kamuoyunda çeşitli süekülasyonlara neden oluyor.
 
Bu Partiye müzmin düşmanlık besleyen bazı kişiler, bu gecikmeyi fırsat bilerek Parti içine fitne ve fesat ekmeye çalışıyorlar.
 
En çok kullandıkları argümanda, DP-UG de Eroğlu vesayetinin kurulduğu, Eroğlu’nun bazı atamaları imzalamadığı şeklinde oldukça komik argümanlar.
 
Defalarca anlattık ama bir kez adaha anlatalım.
 
DP-UG de bir vesayet sözkonusu olamaz.
 
Serdar Denktaş, “Vesayet” kabul eden bir karaktere sahip olsaydı, bugün bambaşka mevkilerde, çok daha farklı icraatlar yapıyor olurdu.
 
Öte yandan DP-UG tabanının anlaması ve artık kabullenmesi gereken bazı gerçekleri de hatırlatmakta fayda var.
 
DP-UG, yeni bir konseptir.
 
Ne tek başına DP, ne de tek başına UG konsepti sözkonusudur.
 
Bu Partinin DP ekseninde 1992’den başlayan ve bugüne kadar şerefi ile mücadele eden, özellikle de son 7 yılını muhalefette acı ve zoruluklarla geçiren muhteşem bir taban vardır.
 
Yine bu Partinin UG ekseninde, UBP de Parti içi demokrasi mücadelesi veren, bu sebeple son bir yıl aynı Partinin iktidarı tarafından ezilen, sürülen, işinden edilen sonunda da Partiden atılan ve DP ile kaderini birleştiren bir başka taban vardır.
 
DP-UG’yi oluşturan bu tabana ilaveten UBP’nin, Onursal Başkanı Eroğlu’na yaptıkları muameleyi kabullenemeyen ve sırf bu sebeple UBP’nin o zamanki yönetimini cezalandırmaya çalışan ve bu sebeple de DP-UG’ye destek veren bir başka kesim daha vardır.
 
Neticede seçimler yapılmış ve herkes halkın iradesinden payına düşeni almıştır.
 
DP-UG’nin payına düşen de bellidir.
 
DP-UG bu payla iktidarın ortağı olmuştur.
 
Şimdi ise icraat zamanıdır.
 
İcraat için kadro gerekiyor.
 
Bunun için de yeni atamalar şart.
 
Dananın kuyruğu da burada kopuyor işte.
 
Her kesim, gelinen noktadan ve elde edilen başarıdan kendisine pay çıkarıp hakkının yenilmemesi gerektiğini iddia ederek Parti yönetimi üzerinede baskı oluşturmaya çalışıyor.
 
Bu durumda bütün yük de Parti Başkanı Serdar Denktaş’ın üzerinde yoğunlaşıyor.
 
Bu noktada herkesin anlaması gerelen şeyler şunlardır.
 
DP-UG’deki eski DP tabanı bilmelidir ki; Bu Parti artık yalnızca DP’lilerin Partisi değildir. Ekmeğini yeni gelen arkadaşları ile paylaşmak zorundadır. “’Eski-Yeni” demeden DP-UG’yi daha da büyüterek yeni ufuklara yelken açmalıdır.
 
DP-UG’deki UG’ci arkadaşlar da şunu bilmelidir ki; Bu Parti herşeye rağmen 92 den beri varlığını devam ettiren köklü bir Partidir. Özellikle son 7 yıldır muhafette bir destan yazmıştır. Son 7 yılın 4 yılı ise UBP zulmü altında geçmiştir. DP tabanını ezen UBP’nin kadroları arasında şimdi UG de yer alan bir çok arkadaş ta bulunmaktaydı.  Bu sebeple UG’ci arkadaşlar Partinin DP kanadına ve bu kanadın haklarına saygılı olmak zorundadırlar.
 
Son bir mesaj da Sayın Cumhurbaşkanına,
 
Sayın Cumhurbaşkanı o makama DP’nin de verdiği destekle seçilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı o makamda seçimlere kadar DP’ye olan vefa borcunu ödemek için hiç bir gayret göstermemiştir. Bu seçimlerde ise UBP içerisinde  kendisini seven ve sayan kesimlerin DP-UG’ye olan destekkerini ise inkar etmek mümkün değildir.
 
Bu borç ödenmişmidir? DP ile Sayın Cumhurbaşkanı arasında alacak verecek kalmışmıdır? Bunlar şimdinin soruları değildir.
 
Devam eden bir süreç var. Sürecin sonunda herkes mutlaka bir muhasebe yapacaktır
 
Bence herkes hesabını kitabını iyi yapmalı ve real politikaya uygun adımlar atmalıdır.
 
 





ERHAN ARIKLI