Yasadışı yapıların diğer bir ifade ile mafyanın, siyaset ile ilişkisine dair iddiaların deprem etkisi yapmaya aday olduğu iddialı bir yorum olmaz.
Ancak, Türkiye’deki iç politik mücadelenin daha doğru bir ifade ile iktidar ile muhalefet arasındaki kavgada, bir mafya liderinin muhalefetin sözscüsü gibi açıklmalar yapmasına zemin yaratan muhalefetin de anlaşılabilir bir yanı yok.
“Amaca ulaşmak için her yol mübahtır” anlayışından ve kolaycılığından vazgeçmek zorunda, muhalefet.
Devletin ve devlet erkini de elinde tutan iktidarın ise karanlık ilişkilere dair iddiaların peşine düşmesi ise “olmazsa olmaz.”
“Karanlık” her ne varsa ise, aydınlığa kavuşturulmak zorunda.
Devletin makamlarını da kullanarak “mafya”yı Devletin karşısında güç kazanmasına göz yumanların da cezasız bırakılmaması gerek.
Devlet, namusunu “yedi kocalı Hürmüze” çeviren her kim olursa olsun, hesap sormak zorunda.
Devlet erkini de elinde tutarak “kirli ilişkilere” girenlerin yaptıklarının da Devlete mal edilmemesi ise dikkat edilmesi gereken stratejik hususlardan sadece biri.
Devlet geleneğini yıpratan ve Devletin “saygınlığı ile itibarını” da çıkar uğruna ayaklar altına alanların da karşısında Devletin bizatihi kendisini görmesi gelinen son noktada artık kaçınılmaz.
Karanlık ilişkilerin ise Türk devletine karşı bir yıpratma operasyonuna dönmesi karşısında da tüm kesimlerin ortak akılda bulışması olmazsa olmaz.
Karanlık ilişkiler ve işlerin temizlenmesi de elbette olmazsa olmazlardan bir diğeri.
Hükümetlerin de muhalefetin de böylesi ilişkiler ve yapılar ile arasına mesafe koyma zorunluluğu ise bir diğer olmazsa olmaz.
Hükümetleri yıpratmak veya karşıt olunan politik merkezleri zayıflatmak veya ideolojik intikam güdüsü ile hareket ederek, kirli ilişkilerin mimarlarından medet ummanın ise ne anlaşılabilir ne de açıklanabilir bir yanı bulunmakta.
Ve elbette, ortaya atılan iddiaları araştırarak suçu ve ihmali bulunan tüm kesimleri de yargıya havale etmek ise Devlet olmanın zorunluluklarından sadece biri.
Sedat Peker olayının ardından tüm kesşmlere düşen sadece ve sadece tek bir görev düşmekte.
Karanlıktan aydınlığa ulaşma savaşında diğer bir ifade ile kirli ilişkiler ile mücadeleden Devletin yıpratılmaması ve iddiaların Devlet düşmanlığına taşınmaması ise olmazsa olmaz.
Hükümetlerin yani gelmiş geçmiş tüm iktidarların veya görev yapanların ihmali ve suçları ile de sonuna kadar mücadele edilmeli.
Tüm kesimlerin de iktidar mücadelesini gerek Türkiye’de gerekse KKTC’de, mafya sözcülerinin iddiaları üzerinden sürdürerek Devlet’e zarar verme stratejisini gütmemesi gerekli.
Ve, tüm kesimlerin de özellikle de Anadolu halkı ve Kıbrıs Türk toplumunun, kirli ilişkiler ile mücadelede Türk Devleti ve KKTC Devletine güvenmesi ise en önemli olmazsa olmaz.
Ve, elbette Türkiye ve KKTC’nin geçmişindeki her karanlık olay ve arkasındaki ilişkilerin aydınlığa kavuşması da, tüm iktidarların tarihsel ve toplumsal sorumluluğu.
Ve, elbette de, yargı da üzerine düşen görevi cesurca yerine getirmekten de kaçmamalı.