Yeni yılda Meclisimizden ve özellikle Hükumetten, ülkenin önünü açacak reformları yapmasını, seçim meydanlarında halka verilen sözlerin tutulmasını ve en azından Hükumet programında taahüt edilen vaadlerin yerine getirilmesini bekliyoruz.

Koalisyonu oluşturtan iki Partinin Milletvekilleri, bu Hükumet programına “Evet” oyu vermişlerdir.

Dolayısı ile Hükumet programına “Evet” diye Milletvekillerinin, sebebi ne olursa olsun Programda yer alan yasal düzenlemelere karşı çıkmasını anlamak ve kabullenmek mümkün değildir.

Meclis komitesinde tartışılan Siyasi Partiler Yasa Tasarısına, DPUG’yi temsil eden bazı Milletvekillerinin itiraz ettiğine yönelik duyumlar, Parti tabanında infiale yol açmıştır...

Meclis Komitesinde yer alan arkadaşlarımızla konuşma imkanı bulamadığım için, Yenidüzen gazetesinde yer alan haberin doğru olup olmadığını veya konunun detayını bilmiyorum.

Ama ismi geçen Milletvekili arkadaşlarımızın dürüstlüklerine, namuslarına ve siyasi ahlaklarına inandığım için, böyle bir olaya asla ihtimal vermiyorum.

Sadece Komşitede yer alan arkadaşlarımız değil, DPUG’de hiç bir Milletvekilinin kendisini seçen iradeye ihanet etmeyeceğini, bu Partideki bütün Milletvekillerinin DPUG ile dönem sonuna kadar katolik nikahı kıydığı inancını taşıyorum.

Geçelim;

Hatırlanacağı üzere, 28 Temmuz seçimlerinden önce Milletvekili transferinden en çok rahatsız olan ve bunun acısını en ağır bir şekilde yaşayan DP, DPUG olduktan sonra Milletvekili adaylarının sudan sebeplerle başka Partilere transfer olmasını engellemek için kendi içerisinden bir takım tedbirler almıştı.

Fakat asıl tedbir, KKTC’ Meclisinde yaygın bir hastalık olan Milletvekili transferini kökünden önleyecek yasal tedbirleri almakla olacaktı.

Zaten Siyasi Partiler Kanununda değişiklik yaparak Milletvekili transferini engelleyecek yasal düzenleme yapma teklifi, DPUG’nin teklifi ile koalisyon protokoluna girmişti. 

Milletvekili Transferi, esasen sağ partiler arasında cereyan eden son derece gayri ahlaki bir olaydı. 40 yıllık demokrasi tecrübemizde sol Partilerde Milletvekili transferi sayısı bir elin parmak sayısını geçmezken, sağ Partiler bu ahlaksız davranışı karakteristik bir hale dönüştürmüşlerdi.

“Beni Bakan yapmazsan..” veya “Bu işimi yapmazsan...” tehditleri neticesinde Partisine rest çeken ve bilahare; “Taban böyle istediği için” yahut “Devletin ve halkın yüksek çıkarları için” diyerek kendisini seçen tabana “Eyvallah” diyen populist ve ahlaksız Milletvekillerinin sonu ortada iken, bundan ders almayan Milletvekillerinin Mecliste olma ihtimali bizleri dehşete düşürüyor.

Bir Partiden bin bir emekle seçilen Milletvekili, zaman içerisinde Partisi ile ters düşebilir... Hatta o Milletvekilinin artık o siyasi Partide siyaset yapma imkanı da ortadan kalkabilir.

Bu durumda O milletvekilinin önünde iki yol vardır.

Ya Partisinden istifa edip, “Bağımsız Milletvekili” olarak dönem sonuna kadar siyaset yapacak veya “Beni buraya gönderen iradenin beklediği görevi yapamıyorum..” diyerek, Milletvekilliğinden de istifa edecek ve emaneti sahibine iade edecektir.

Siyasi Partiler kanununda yapılmak istenen değişiklik de bunu içermektedir.

Eminimki bu yasa tasarısı, Komitedeki DPUG li arkadaşlarımızın da şerefli oyları ile Meclise sevkedilecek ve spekülasyonların önüne geçilmiş olacaktır.

ERHAN ARIKLI