Bu fotoğrafi özlemişiz.
Dışişleri Bakanı Özdil Nami ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun düzenlediği ortak basın toplantısı fotoğrafından bahsediyorum.
KKTC’de Dışişleri Bakanlığı uzunca bir süredir suya sabuna dokunmayan, etliye sütlüye karışmayan protokol bakanlığı olarak kalmıştı hafızalarda.
Geçmişte bir tek Serdar Denktaş Dışişleri Bakanı iken aktif bir politika takip etti..
Tamam. KKTC Dışpolitikada Türkiye ile birlikte hareket etmek zorundaydı ama pekala bazı ülkelerle ilişkilerde özellikle Türk ve islam dünyası ile ilişkilerde insiyatif üstlenebilirdi.
Nitekim, Serdar Denktaş Bakanlığı döneminde Azerbaycanla kurduğu ikili ilişkiler sayesinde Türkiye’nin yardımına ihtiyaç duymadan kendi insiyatifi ile bu ülkeden KKTC’ye doğrudan uçuşlar gerçekleştirdi.
Onun dışında mesela Kırgızistan’la o kadar güzel bir ilişkiler kurdu ki, Türkiye ile yapamadığımız bir çok faaliyeti onlarla yapmamızı sağladı. Mesela bu ülke futbol ve basketbol milli takımlarını alıp KKTC’ye getirdi ve milli maçlar yapılmasını sağladı.
Bu ülke ile Türkiye’nin dışında ilk defa çeşitli alanlarda resmi işbirliği protokoller imzalandı. Bu protokollere işlerlik kazandırmaya içinde bulunduğu Hükumetin ömrü yetmedi.
CTP, 2006 yılında DP’yi Hükumetten atmasaydı eminimki KKTC dış ilişkilerde çok büyük ufuklar açacaktı bu topluma.
Hakkını yemeyelim bu faaliyetler Avcı döneminde de az da olsa devam ettirilmeye çalışıldı.
Ama Özgürgün tam bir hayal kırıklığı idi.
Bakan Hüseyin Özgürgün, bu makamı özel işlerinin takibi için kullanmışitı genellikle.
Görevde kaldığı 3.5 yıl boyunca dış politika ile ilgili tek bir faaliyetini görmedi bu toplum Onun.
Dış politika ile uğraşmak yerine özel hayatına daha fazla ağırlık verdi ve şükürki evlendi..
Sağa sola onbinlerce lira tutarında çiçek gönderdi..
Türkiyede önemli futbol karşılamalarına rahatça gidip maçları locadan izleyebildi..
Trafik cezalarını sildirebildi.
Seçim döneminde Bakanlık bütçesinden bir çok kişi ve kulübe bol keseden para yardımı yapabildi..
Bu faaliyetlerin KDV’si olarak da bu halka okkalı bir küfür savurdu aleni olarak.
Dış politikadaki bu ilgisiz ve bilgisiz hali dolayısı ile, Cumhurbaşkanı Eroğlu onu tek bir yurt dışı ziyaretine dahi götürülmemişti.
Hatta bu sebeple Kudert Özersay’ı hedef almış, resmen öfke kusmuştu Özel Temsilciye...
Ben Bakanlık yaptığı onca zaman içerisinde bir tek Türkiye resmi ziyaretini hatırlamıyorum Özgürgün’ün.
Şimdi de “sağda işbirliğinin önüne takoz koyma görevi üstlendi.
Neyseki buna ne çapı ne de boyu müsait.
Geçelim;
Dolayısı ile dünkü Nami ve Davutoğlu fotoğrafını çok önemsedim.
Özdil Nami ile bazı konularda fikrilerimiz örtüşmesede Dışişleri Bakanlığını kendisine çok yakıştırıyorum.
Cumhurbaşkanı Talat’la birlikte Kıbrıs görüşmelerinin içinde olduğu için bu konuda oldukça tecrübe kazandığını tahmin ediyorum.
Bulunduğu makamın ideolojik jargondan uzak tutulması gerektiğini bilen birisi.
Nitekim Talat, müzakerele ilgili olarak sürekli Eroğlu’nu suçladığı halde O, “Sayın Cumhurbaşkanı ile uyum içerisinde çalışıyoruz” mealinde demeç verdi. Böylece Sayın Talat’a da ciddi bir mesaj gönderdi.
Kıbrıs müzakerelerinin hızlanacağı önümüzdeki günlerde Dışişleri makamında onun olması bir şans.
Umarım hayal kırıklığı yaşamayız.
ERHAN ARIKLI