Geçtiğimiz Perşembe günü DPUG’nin Genişletilmiş MYK toplantısı yapıldı.

MYK üyeleri, Milletvekilleri, İlçe Başkanları,Parti Okulu ve Parti Meclisi Divan Başkanları ile Kadın ve Gençlik Kolları Başkanlarından oluşan Genişletilmiş MYK’da öncelikle Koalisyon meselesi görüşüldü...

Bilindiği gibi UBP, yerel seçim ittifakı ile birlikte koalisyon konusunu da görüşmek istiyordu.

Öte yandan, DPUG’nin yerel seçimlerle ilgili düşünceleri yolun başında kendisine açıkça iletilmişken CTP’de, DPUG’nin kendisi ile işbirliği yapmasını istiyor ve UBP ile işbirliği yapmasını koalisyon etiğine uygun bulmadığını ifade ediyordu.

Neticede Genişletilmiş MYK bu konuda; Mevcut koalisyonun devam ettirilmesini, herhangi bir partinin yerel seçimlerle koalisyon arasında bir ilinti kurması halinde bunun kesinlikle red edilmesi yönünde ittifakla karar aldı.

Daha sonra gündemin ikinci konusu olan yerel seçimlerle ilgili müzakerelere geçildi. Burada 4 ana fikir tartışıldı. Buna göre;

a) DPUG bu seçimlere tek başına girsin. Bu görüşü dillendiren arkadaşlar, DPUG’nin iktidarda giderek güçlendiğini ve bir cazibe merkezi haline geldiğini, rakip parti konumundaki UBP’nin ise muhalefette oldukça zayıfladığını, iki sağ parti arasında birleşik kaplar teorisi gereği biri zayıflarken diğerinin güçlenmesinin siyasetin ve tabiatın gereği olduğunu ve dolayısı ile bu dönemde UBP ile işbirliği yapmanın UBP’yi kuyudan kurtarmak manasına geleceğini iddia ettiler. Bu arkadaşlar, CTP ile bir işbirliğinin düşünülemeyeceğini de dile getirdiler.


b) DPUG bu seçimlerde UBP ile kısmi işbirliği yapsın. Bu görüşü dile getiren arkadaşlar, DPUG’nin UBP ile her yerde işbirliği yapmasının şart olmadığını, çünkü CTP’nin esamesinin olmadığı bazı belediyelerde iki partinin de iddiali olduğunu, buralarda her iki Partiden bazı aday adaylarının uzun süredir başkanlığa hazırlandığını, genel ittifak olması halinde bu kişilerin bağımsız aday olabileceğini ve böylece oyların herhalukarda bölüneceğini, nitekim bunun örneklerinin 2010 yerel seçimlerinde görüldüğünü söylediler. Bu görüşteki arkadaşlar özellikle CTP’nin elindeki büyük belediyelerde iki Partinin işbirliği yapmasının zaruri olduğuna işaret ettiler.


c) DPUG, UBP ile ittifak yaparak bu seçimlere girsin. Bu görüşü dile getiren arkadaşlar, DPUG’nin oldukça güçlenmekle beraber UBP’nin hatırı sayılır kemikleşmiş bir tabanın olduğunu, UBP ile DPUG’nin bu seçimlerde birbiri ile yarışmasının CTP’nin ekmeğine yağ süreceğini, nitekim Lefkoşa ara seçiminde bunun yaşandığını, Lefkoşa’da UBP ile DP birbirlerine yakın oy aldığını, CTP’nin ise eski oyunu sadece 30 oy artırarak Lefkoşa Belediyesini kazandığını, iki Partinin bundan ders alması gerektiğini söylediler.. İki Parti arasında kısmi işbirliğine de karşı çıkan bu arkadaşlar; “Ne yani iki Parti Genel Başkan ve Milletvekilleri Mağusada birbirinin elini kaldıracak ama mesela İskele’de veya Erenköy’de birbiri ile kıyasıya mücadele edecek. Bu durumda seçmen veya parti yönetimi nasıl motive olacak? Vatandaşa samimiyetimizi nasıl anlatacağız. İşbirliği ya genel olur veya olmaz...” diyerek düşüncelerini ifade ettiler.


d) DPUG, bu seçimlerde koalisyon ortağı CTP ile genel ve yerel bazda işbirliği yapmalıdır. Bu arkadaşlara göre DPUG’nin siyasetteki rakibi CTP değil UBP’dir. UBP, 2010 yılındaki ittifakta DP’ye bir çok yerde kazık atmıştır. Daha sonra iktidarda olmanın bütün avantajlarını kullanarak DP’nin 5 milletvekilinden 3 tanesini çeşitli vaadlerle transfer ederek DP’yi yok etmeye çalışmıştır. Bu dönemde UBP’de bir yönetim krizi yaşanmaktadır. Ayrıca çok ciddi bir ekonomik kriz içerisindedir. Hal böyle iken UBP ile işbirliği yapmak akıl karı değildir.


Gördüğünüz gibi 4 ana düşünceyi savunan arkadaşların tezleri de gerekçeleri de oldukça güçlü.

DPUG’nin bu yapısı, benim en çok hoşuma giden özelliğidir.

Karar alma aşamasında konular enine boyuna tartışılır. Herkes fikrini açıkça ifade eder. Bu Parti içi demokrasinin gereğidir. Günün sonunda bir karar alınır. O karar alındıktan sonra yapılan tartışmalar unutulur. Herkes, alınan karar etrafında düğümlenir. Bu saatten sonra alınan karara aykırı fikir ileri sürülmesine müsaade edilmez. Bu da DPUG’de ki Parti içi disiplinin gereğidir.

Haaa sonunda ne mi oldu?

Toplantıyı başından beri sessiz bir şekilde dinleyen ve herhangi bir fikir beyan etmeyen Genel Başkan’ın önerisi ile, bu hafta içinde örgütlerin nabzının tutulmasına ve nihai kararın ondan sonra verilmesine karar verildi.

Genişletilmiş MYK muhtemelen Perşembe günü kendi kararını üretecek ve Parti Meclisine önerisini yapacak. Son kararı ise Parti Meclisi verecek.



ERHAN ARIKLI